BALIKESÝR TABÝP ODASI "TTB’NÝN ÖNERÝLERÝ TÜMÜYLE UYGULANMALIDIR"
Bir süredir Adalet Bakaný ve Saðlýk Bakaný’nýn açýklamalarýnda yer alan ve 14 Mart’ta da Cumhurbaþkaný’nýn konuþmasýnda dile getirdiði, saðlýkta þiddet ve malpraktis konularý ile ilgili yasal düzenlemeler; dün “Türk Ceza Kanunu ve Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi” içerisinde TBMM’ye getirilerek Adalet Komisyonu’na iletildi.
Kanun Teklifinde TTB’nin Saðlýkta Þiddet ile Ýlgili Önerileri Kýsmen Yer Alsa da Yeterli Deðildir
Türk Tabipleri Birliði (TTB) saðlýkta þiddete karþý yýllardýr mücadele vermekte ve 16 Þubat 2022 tarihindeki açýklamasýnda da belirttiði üzere yýllar içinde oluþturulmuþ büyük bir hukuksal birikimi bulunmaktadýr. Hem diðer saðlýk örgütlerinin taleplerini hem de Meclis’e getirilen düzenlemeleri etkileyebilen bu birikim, dün Meclis’e getirilen ilgili kanun teklifine de yansýmýþtýr:
- Teklifle, Türk Ceza Kanunu’nun 113. maddesine fýkra eklenerek saðlýk hizmetlerinin engellenmesi durumunda cezanýn altýda bir oranýnda artýrýlmasý öngörülmektedir. Maddede korunan hukuki yarar, hizmetin devamlýlýðýdýr.
- Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesindeki kasten yaralama suçuna eklenecek hüküm ile kadýn saðlýk çalýþanlarýna karþý görevleri nedeniyle iþlenen suçlarda hem bu fýkra hem de 3359 sayýlý yasanýn ek 12. maddesinin ikinci fýkrasý uyarýnca ayrý ayrý artýrým yapýlmasý öngörülmektedir.
- Halihazýrda 3359 sayýlý kanunun ek 12. maddesinde yer alan saðlýk çalýþanlarýna yönelik görevleri sýrasýnda ve görevlerinden kaynaklý yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayýlan suçlar arasýnda sayýlacaðýna dair hüküm asýl düzenleme olan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesine alýnmaktadýr. Maddede tutuklama koþulu olarak yaralama suçunun silahla iþlenmesine dair hüküm de kaldýrýlmaktadýr. Maddenin 3. fýkrasýna mevcut maddenin eklenmesi ve 3359 sayýlý kanunun ek 12. maddesinin ilk fýkrasýnýn yürürlükten kaldýrýlmasý teklif edilmektedir. Teklifin genel gerekçesinde hükmün “görünür hale getirilmesinden” söz edilmektedir.
Görüldüðü üzere dün TBMM’ye gelen yasa teklifi, TTB’nin önerilerinin bazýlarýný içerse de saðlýkta þiddete bütünlüklü bir bakýþ açýsýndan yoksundur. Saðlýkta þiddetin azalabilmesi için en baþta saðlýkta dönüþüm programý ile daha da bozulan saðlýk sistemi ve buna baðlý aðýrlaþan çalýþma koþullarý düzeltilmelidir. Saðlýk sistemindeki týkanma ve derinleþen ekonomik kriz ile birlikte belirgin bir artýþ gösteren saðlýkta þiddetin ortaya çýkýþ nedenlerini her yönüyle analiz etmeden yapýlan göstermelik düzenlemeler, bize herhangi bir çözüm sunmayacaktýr.
MESLEKÝ SORUMLULUK KURULU, MALPRAKTÝS SORUNUNA ÇÖZÜM OLMAK YERÝNE YENÝ SORUNLARI BERABERÝNDE GETÝRECEKTÝR
Kanun teklifindeki bir diðer düzenleme ise malpraktis konulu soruþturmalarla ilgili oluþturulan Mesleki Sorumluluk Kurulu’dur. TTB’nin malpraktis konusunda da geçmiþteki net duruþu devam etmektedir.
Saðlýk Bakanlýðý’nýn kendi politikasýný belirleme yetkisinin elinden alýndýðý; týbbi iþlemin ne olduðuna Hazine ve Maliye Bakanlýðý’nýn, geri ödeme yetkisiyle reçete edilebilir olana Sosyal Güvenlik Kurumu’nun karar verdiði bir saðlýk hizmeti ortamý söz konusudur. Hekimin mesleki özerkliðinin tümüyle kýsýtlanmaya çalýþýldýðý, saðlýk idarecilerinden beklenenin ise saðlýk çalýþanlarýnýn “ne söylenirse onu yapmalarýný” temin etmekten ibaret olduðu bir yapýda; saðlýk hizmetinden kaynaklý kusurun bireysel olarak ele alýnmasý, sorunu çözmekten uzaktýr. Yapýlacak düzenleme ile getirilmek istenen kurul, sistemin koruyucularýnýn kendi kusurlarýný görünmez hale getirmesine yol açacaktýr. Nüfusundan fazla acil servis baþvurusu olan dünyadaki tek ülke olan, yýlda 570 milyon baþvurunun yapýldýðý, kiþi baþýna yýlda saðlýk kurumlarýna baþvurunun 10’a yükseldiði Türkiye’de; Mesleki Sorumluluk Kurulu, kimin cezalandýrýlacaðýný seçmek ve mevcut davalarý ötelemek dýþýnda anlamlý bir çözüm üretemeyecektir. Saðlýk hizmetinden kaynaklanan kusurlarýn kamusal olarak karþýlanmasý, nedenlerinin araþtýrýlarak çözüm yöntemlerine yoðunlaþýlmasý gerekmektedir. Oysa getirilen kanun teklifi, malpraktis sorununa çare olmaktan çok yeni sorunlarý beraberinde getirecektir.
- Teklifle, 3359 sayýlý Saðlýk Hizmetleri Genel Kanunu’nda ek 18. madde ile yapýlacak düzenleme ile Saðlýk Bakanlýðý bünyesinde Mesleki Sorumluluk Kurulu oluþturularak týbbi iþlem ve uygulamalardan kaynaklý suçlar nedeniyle adli soruþturma yapýlabilmesi 2547 sayýlý yasanýn 53. maddesine tabi olanlar dýþýnda tüm saðlýk çalýþanlarý yönünden oluþturulan Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun iznine baðlanmaktadýr.
Kurulun üyeleri Saðlýk Bakaný tarafýndan belirlenen bakan yardýmcýsý, Saðlýk Hizmetleri, Kamu Hastaneleri, Hukuk Hizmetleri, Yönetim Hizmetleri genel müdürleri veya yardýmcýlarý, profesör veya doçent unvanlý biri dahili biri cerrahi branþtan iki hekim olacaktýr.
Özel saðlýk kurum ve kuruluþlarý ile vakýf üniversitelerinde görevli saðlýk çalýþanlarý yönünden 4483 sayýlý yasanýn 5. maddesine göre yapýlacak ön incelemede il saðlýk müdürü ve yardýmcýlarýnýn görevlendirilebilmesi saðlanmaktadýr. Kurul kararlarýna karþý 10 gün içinde Ankara Bölge Ýdare Mahkemesi’nde dava açýlabilecek, en çok üç ay içinde kesin olarak karar verilecektir. Halihazýrda süren davalarda durma kararý verilerek “izin” alýnacaktýr.
Ýdare tarafýndan tazminat ödenmesi durumunda, kamu saðlýk çalýþanlarýna rücu edilip edilmeyeceðine, rücu tutarýna ilgilinin görevinin gereklerine aykýrý davranmak suretiyle görevini kötüye kullanýp kullanmadýðý, kusur durumu göz önüne alýnarak kurul tarafýndan karar verilecektir.
Teklifte, Saðlýk Bakanlýðý bünyesinde kurulan ve esasen teþkilat yapýsýna dair bir deðiþikliðin 3359 sayýlý kanun ile getirilme gerekçesi açýklanmamaktadýr. Bunun yanýnda 663 sayýlý KHK’de yer alan Yüksek Saðlýk Þurasý’nýn 703 sayýlý KHK ile kaldýrýlmasý ve ayný kararnamenin geçici 8. maddesine göre kaldýrýlan kurullarýn yetkilerinin Cumhurbaþkanlýðý’na veya yetkilendirilecek kurum veya makama devredilmiþ sayýlacaðýna dair düzenleme bulunmasý ayrý bir hukuki karýþýklýk içermektedir.
Öte yandan ilk olarak 1593 sayýlý Umumi Hýfzýssýhha Kanunu’yla kurulan Yüksek Saðlýk Þurasý, 181 sayýlý Saðlýk Bakanlýðý’nýn Teþkilat ve Görevlerine Dair Kanun Hükmünde Kararname’yle bakanlýðýn sürekli kurulu olarak yeniden yapýlandýrýlmýþtýr. Esas olarak bakanlýkça verilen önemli saðlýk konularý hakkýnda görüþ bildirmekle görevli bulunan þura, 1219 sayýlý kanun hükmüyle týp mesleklerinin uygulanmasýndan doðan cezaî konularda görüþ vermekle de görevli ve yetkili kýlýnmýþtýr. Ancak zorunlu bilirkiþilik yetkisi Anayasa Mahkemesi’nin 22.10.2010 günlü ve 2009/69E.-2010/79K. sayýlý kararýyla iptal edilmiþtir. Teklif ile 4483 sayýlý Memurlar ve Diðer Kamu Görevlilerinin Yargýlanmasý Hakkýnda Kanun ile memurlar ve kamu görevlileri yönünden oluþturulan soruþturma izni uygulamasýnýn tüm saðlýk çalýþanlarýný kapsayacak þekilde geniþletileceði ve tüm saðlýk çalýþanlarý için 4483 sayýlý kanunun uygulanacaðý belirtilmiþse de baðlantýlý diðer mevzuatta deðiþiklik yapýlmadan getirilen deðiþikliðin tutarlý bir uygulama saðlamaya elveriþli olamayacaðý görülmektedir. Yine Anayasa’nýn 129. maddesine göre “Memurlar ve diðer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanýrken iþledikleri kusurlardan doðan tazminat davalarý, kendilerine rücu edilmek kaydýyla ve kanunun gösterdiði þekil ve þartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açýlabilir” ve “Memurlar ve diðer kamu görevlileri hakkýnda iþledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuþturmasý açýlmasý, kanunla belirlenen istisnalar dýþýnda, kanunun gösterdiði idarî merciin iznine baðlýdýr.” Bu yaklaþýmla, düzenlemenin bütünlüklü bir hukuki deðerlendirme ve yaklaþýmla ele alýnmadýðý görülmektedir.
Kaldý ki zorunlu mesleki sorumluluk sigortasý uygulamasýnýn yeni uygulama ile uyumlu hale getirilerek bu þekliyle sürdürülmesi emek sömürüsünü devam ettirecektir. Kurul bileþenlerinin sayý ve niteliklerinin kurulun yetkisi ile uyumu, kurulda meslek örgütü temsilcilerinin yer almamasý ve meslek icrasýna dair deðerlendirmenin tümüyle Saðlýk Bakanlýðý yöneticileri eliyle yapýlmasý temsiliyet sorunu oluþturacak; ayrýca saðlýk çalýþanlarý üzerindeki siyasi baskýyý daha da artýracaktýr.
Saðlýk Bakaný’nýn “Bazý þeyler asla eskisi gibi olmayacak” þeklinde yorumladýðý kanun teklifi, ne yazýk ki ne saðlýkta þiddet ne de malpraktis konularýnda beklentileri karþýlayabilecek kapasitede deðildir ve þimdiden hayal kýrýklýðý oluþturmuþtur. Etkili yasal düzenlemelerin oluþturulabilmesi için TTB’nin önerileri tümüyle uygulanmalýdýr.
Hekimlerin yaþadýðý en önemli sorunlardan Þiddet ve Malpraktýs konularý, oldubittiye getirilerek, yine çözüyormuþ gibi yapýp, sorunun devam etmesine yol açýlmamalýdýr.
Balýkesir Tabip Odasý
Yönetim Kurulu
HAYATIN ÝÇÝNDEN ile ilgili diðer haberler
Yorumlar
Bu Makale için yorum bulunmamaktadýr.
Yorum Yap
Yorumlar, yönetici tarafýndan onaylandýktan sonra yayýnlanýr. Burasý her türlü görüþe açýk bir platformdur, kiþi/lerin hak ve özgürlüklerine yönelik hakaret içermeyen her türlü düþünceniz "düþünce özgürlüðü, ifade özgürlüðü" çerçevesinde tartýþýlabilir; fakat ifade özgürlüðünüz bir baþkasýnýn ifade özgürlüðünü "hakaret, küfür, aþaðýlayýcý" biçimlerle engellemeye dönüþtüðünde ifade özgürlüðünüz malesef orada bitmektedir. Lütfen yorumlarýnýzý bu çerçeve içerisinde yazýnýz, aksi takdirde yorumlarýnýz onaylanmamaktadýr.
* Zorunlu alanlar.